Çoban, kekemeliğin konuşma akıcılığındaki kesintilerle tanımlandığını ve bu durumun ses, hece tekrarı, seslerin uzatılması veya hava akışı ve seslemede blokajlarla karakterize edildiğini belirtti.
Kekemelik Genetik ve Çevresel Faktörlere Bağlı Olabilir
Çoban, kekemeliğin genetik bir yatkınlıkla ilişkili olabileceğini ve özellikle ailede birden fazla bireyde görülmesinin bunun bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Ayrıca, çocukların dil ve konuşma gelişiminde geçici kekemelikler yaşanabileceğini, bunun bazen normal bir gelişim sürecinin parçası olduğunu söyledi. Bunun yanında, duygusal stres, aşırı heyecan veya baskı gibi dışsal faktörlerin kekemeliği tetikleyebileceğini belirtti.
Yaş Döneminin Önemine Dikkat Çekti
Kekemelik tedavisinde yaşın önemli olduğunu vurgulayan Çoban, özellikle 2-4 yaş aralığının kritik bir dönem olduğunu söyledi.
Bu yaş grubundaki çocukların kelimeleri doğru telaffuz etmekte zorlanabileceğini ve takılmalar yaşamanın normal olabileceğini ifade etti.
Ancak, bu dönemde kekemelik geçici olabileceği gibi 6 ay-1 yıl içinde düzelmeyen ya da kötüleşen vakalarda profesyonel yardım alınması gerektiğini de belirtti.
Kronik Kekemelik ve Cinsiyet İlişkisi
Çoban, kronik kekemeliğin daha çok erkeklerde görüldüğüne dikkat çekti.
Yapılan araştırmalara göre, kekemelik çocuklarda %5 oranında görülürken, başlangıç aşamasında kız ve erkek oranı birbirine yakın olsa da kronikleşen vakaların %75-80'inin erkeklerde olduğu bilinmektedir.
Çoban, bu durumun kızlardaki kendiliğinden iyileşme oranlarının erkeklere göre daha fazla olduğunu gösterdiğini belirtti.
Kekemelik Nasıl Yönetilir?
Çoban, kekemelikle başa çıkabilmek için her yaş dönemine özel terapi amaçlarının belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Terapinin asıl amacının, her bireyin etkin bir iletişimci olmasını sağlamak olduğunu vurguladı.
Ailelere, çocuklarının kekemelikle başa çıkabilmesi için rehberlik sağlanabileceğini ve baskı yaratmamanın önemli olduğunu belirtti.
Çocuğun konuşmalarını teşvik etmek, özgüvenlerini artırmak ve psikolojik destek sağlamak da tedavi sürecinin önemli bir parçası olarak öne çıktı.
Çoban, kekemeliğin etkilerinin kişiden kişiye değişebileceğini ve bunun birçok faktöre bağlı olarak farklılık gösterebileceğini ifade etti.
Kimi çocuklar için sosyal ilişkilerde zorluklar yaşanabilirken, diğerleri için bu etkiler daha az olabilir.
Bu nedenle, her bireyin ihtiyacına yönelik özel bir tedavi sürecinin uygulanmasının gerektiğini belirtti.