Kanser tedavilerinin üreme çağındaki gençler ve çocuklar için ciddi bir endişe kaynağı olduğunu belirten Buyru, tedavilerin özellikle yumurtalıkları ve rahmi olumsuz etkileyebileceğini, bu yüzden tedavi öncesinde doğurganlığı korumak için çeşitli seçeneklerin bulunduğunu ifade etti.

Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve tedavi yöntemlerinin doğurganlık üzerinde kalıcı etkiler yaratabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Buyru, bu tedavilerin yumurta sayısını azaltabileceğini, rahim ortamını bozar ve gebeliğin yerleşebilmesi için gerekli koşulları etkileyebileceğini belirtti.

Özellikle kemoterapi, radyoterapi ve bazı ilaçlar, yumurtalıkların fonksiyonunu bozabilir, bu da ilerleyen yaşlarda çocuk sahibi olmayı zorlaştırabilir.

Prof. Dr. Buyru, kanser tedavisi öncesinde doğurganlık koruma için çeşitli yöntemlerin uygulandığını kaydetti.

Bunlar arasında embriyo dondurma, yumurta dondurma ve ergenlik öncesi yumurtalık dokusu dondurma işlemleri yer almaktadır.

Bunlar, özellikle kanser tedavisi sırasında üreme sağlığını korumak isteyen kadınlar için umut verici seçenekler sunmaktadır.

Prof. Dr. Buyru, embriyo dondurma yönteminin en başarılı seçenek olduğunu belirtti. Ancak bu yöntemin evli kadınlar için uygun olduğunu vurguladı.

Embriyo dondurma, yumurtaların döllenmesi sonrası elde edilen embriyonun saklanması işlemidir. Bu işlem, ilerleyen yıllarda tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabilmeyi sağlar.

Evli olmayan kadınlar için ise yumurta dondurma işlemi de başarıyla uygulanabilmektedir. Yumurtalar, yaklaşık 10 gün süren uyarıcı tedavi ile olgunlaştırılır ve vücut dışına alınarak saklanır.

Kadın, ilerleyen yıllarda evlendikten sonra tüp bebek tedavisiyle bu yumurtalardan çocuk sahibi olabilir.

Kanser tedavisi nedeniyle doğurganlık kaybı riski taşıyan çocuklar için de özel bir yöntem geliştirilmiştir.

Ergenlik öncesi yumurtalık dokusunun dondurulması, bu yaş grubundaki çocuklar için uygulanabilecek en güvenli yöntemlerden biridir. Yumurtalık dokusunun dondurulması, henüz yumurta üretmeyen çocukların tedavi sırasında yumurtalıklarının zarar görmesini engeller ve ilerleyen yıllarda bu dokunun nakli ile çocuk sahibi olma imkanı sunar.

Prof. Dr. Buyru, bu işlemin özellikle çocukluk çağı kanserlerinde önemli bir çözüm sunduğunu belirtti.

Yumurtalık dokusu dondurma işlemi başlangıçta deneysel olarak kabul edilse de bugün rutin bir yöntem olarak uygulanmaktadır.

İlk yıllarda düşük başarı oranları olsa da günümüzde bu yöntemle yüksek gebelik oranlarına ulaşılabiliyor. Prof. Dr. Buyru, şu ana kadar dünyada 200'den fazla çocuğun bu yöntemle doğduğunu söyledi.

Son yıllarda hızlı yumurta dondurma gibi gelişmiş yöntemlerin, embriyo dondurma kadar başarılı sonuçlar verdiği belirtiliyor. Prof. Dr. Buyru, yumurta dondurma işleminin, kanser tedavisinin seyrine olumsuz bir etkisi olmadığını vurguladı. Özellikle hormona duyarlı kanserler, örneğin meme kanseri, yumurta dondurma işlemi ile zarar görmemektedir.

Prof. Dr. Buyru, "Yumurta dondurmak, hastalığın seyrini etkilemez. 10 günlük tedaviyle yumurtaları olgunlaştırıp, vücut dışına alır ve saklarız" şeklinde konuştu.

Kanser tedavisi sırasında doğurganlığı koruma yöntemleri, hastaların gelecekte çocuk sahibi olma şansını artırıyor. Embriyo dondurma, yumurta dondurma ve yumurtalık dokusu dondurma gibi işlemler, kanser tedavisi sonrası üreme sağlığını korumak isteyen bireyler için güçlü birer seçenek olarak öne çıkıyor.

Teknolojinin ilerlemesiyle, kanser tedavisi sonrası doğurganlık kaybı riski önemli ölçüde azaltılabiliyor ve hastalar, gelecekteki çocuk sahibi olma hayallerini gerçekleştirebiliyorlar.

Kaynak: Anadolu Ajansı