Rasulullah Efendimiz (s.a.v) nübüvvetle şereflendirilmeden önce belli aralıklarla Hira mağarası'na giderdi Tarih, siyer kitaplarımız anlatır. Peygamber efendimiz Cebel-i Nur Dağı Hira Mağarası'nda Cebrail (a.s) ile ilk karşılaşmasında Cebrail' in Rabbimizden alarak Rasulüne getirdiği ilk Emir malum olduğu üzere yaratan Rabb' inin adıyla “İKRA!” “oku” hitabıdır. “Yaratan Rabb'inin adıyla oku! O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.
Oku! Rabbin en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.” (Alak, 96/1-5) Cenab-ı zülcelal'in kendi zatına iman eden, peygamberine tabi olan kullarına verdiği ilk emrin “oku” olması ne kadar manidar, ve dikkat çekicidir. Üzülerek söylemeliyiz ki, bu ilahi Emir ile taban tabana zıt olan, dünyada en az okuyan kitlelerin başında Müslümanlar olduğu bir gerçektir. Birtakım araştırma şirketleri belli aralıklarla çeşitli mevzular üzerine çalışmalar yapmışlar. Bir şirket; pek çoğumuzun, eğitim hayatı (okul) bittikten sonra elimize hiç kitap almayışımız gerçeğini, bir anketle duyurmuş. Son aldığımız kitap, mecburiyetten dolayı ders kitabı imiş... Önce, Yaratıcının yarattığına değer verip gönderdiği kitab’ı anlayarak okumak, sonra mutlaka Rabbimiz bu kitapta ne söylüyor, bizden ne istiyor? sorularının cevabını bulmak ve hayatımızı ona göre tanzim etmek için okumak...
“Gerçekten size Allah' tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.” (Maide, 5/15-16) “Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bakılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu kitab’ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu kitap, Allah'ın dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz (Zümer, 39/23) Okumak deyince Müslüman’ın ilk görevi, Dünya ve ahiret huzurunu, mutluluğunu sağlayacak olan Kur'an'ı okumaktır. Kur'an'dan sonra ise hayatımızı anlamlandıracak hadis, ilmihal, akaid kitaplarının yanı sıra İslam’ın kaynak eserlerini okumak, doğru yaşayabilmek, doğru bir hayat yaşayanların tecrübe ve birikimlerinden istifade ederek yaşamak için okumak...
Elbette ki, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin hayatını okumak... Bizim ebedi hayatımızı mutlu kılacak ölçüleri veren eserleri okumak ...ama mutlaka okumak.... Dünyayı ve olayları, gelişmeleri, tarihi, tarihten bize kalan dersleri ve ibretleri, edebiyat dünyamızın zenginliklerini, şiiri... Velhasıl, Cenab-ı Zülcelal'in muazzam ve muhteşem bir varlık olarak yarattığı insana verdiği akıl nimetini tüm fonksiyonlarıyla kullanmaya çalışmak ve dünyada kalıcı eserler, iyilik örnekleri, izzetli ve şerefli davranışlar, nesillere ve çağlara hatıralar bırakabilmek için illa okumak...
Müslüman sadece günlük rutin meşguliyetlerle, televizyon karşısında vakit öldürerek, sosyal medya ortamlarında bir ömrü heba ve heder edecek kadar gereksiz meşguliyetlerle, ne dünyamıza, ne de ahiretimize fayda vermeyecek lüzumsuz bilgilere ve görsellere zaman ayırmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, ayırdığımız bu zaman sebebiyle mutlaka hesaba çekileceğiz!...
Hayatımızı, okuyarak anlamlandırmalıyız. Çocuklarımızın önünde, okuyan, araştıran, değerli şeyleri konuşan, güzelliklere olan sevgimizi onların karşısında ızhar eden anne- babalar olmalıyız ki, onlara da oku deme yüzümüz, hakkımız ve cesaretimiz olsun.
Selam ve dua ile...