Cemalettin Anıl, 15 yaşında başladığı meslek hayatında 58 yıl önce kendi iş yerini açarak Akyazı'da el işçiliği yapan tek ayakkabı imalatçısı olduğunu belirtti. "Mesleğe başladığım ilk yıl çivi doğrultmayla geçti," diyen Anıl, zamanla çivi eğitme, ilmek atma ve kazıma gibi teknikleri öğrenerek ustalaştığını ifade etti. "6 kez stent takıldı, beynimde pıhtı attı, tansiyon ve kalp rahatsızlıklarım var ama çalışmadan duramıyorum, işimi çok seviyorum," diye ekledi.
Oğlu Mustafa Anıl da 47 yıldır babasının yanında çalıştığını ve mesleği ilkokuldan itibaren öğrenmeye başladığını söyledi. "Çivi sökmeyle başladım. İlk başlarda zorluk çektim; ilaç kokusu ve keskin aletler alışmamı zorlaştırdı," dedi. Ancak zamanla bu zorlukları aştığını ve mesleğine bağlılığını artırdığını belirtti.
Çırak Bulmanın Zorluğu
Mustafa Anıl, günümüzde çırak bulmanın oldukça zorlaştığını dile getirerek, "Bu mesleğe devam etmek istemiyorlar, fabrikalara gidip para kazanmak istiyorlar," dedi. "Gelecek neslin bu mesleği öğrenmesi lazım; insanlar sağ olduğu sürece gelir getiren bir meslek bu," şeklinde konuştu.
Baba-oğul arasındaki ilişkiyi de aktaran Anıl, arada sırada tartışsalar da kısa sürede barıştıklarını belirtti: "Bazen birbirimize kızıyoruz, ama 15 dakika sonra çay getiriyorum, karşılıklı içiyoruz."
Geleneksel Zanaatin Geleceği
Cemalettin Anıl, mesleğini sürdürmekte kararlı olduğunu ve geçmişte yetiştirdiği 12 çıraktan bazılarını farklı mesleklere yöneldiğini, bazılarının ise eğitime devam ettiğini söyledi. "Mesleği benimle birlikte sürdürmek için çırak bulamamak üzücü," diyen Anıl, zanaatın devam etmesi için gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Baba ve oğlu, sadece ayakkabı üretip tamir etmekle kalmayıp, aynı zamanda bu geleneksel zanaatin yaşatılması için de mücadele ediyor. Akyazı’da el yapımı ayakkabı kültürü, onların azmi sayesinde yaşatılmaya devam ediyor.