Enstitü Sosyal Genel Koordinatörü İpek Coşkun Armağan, insanların serbest zamanlarını nasıl değerlendiremediklerinin pek çok soruna yol açtığını belirtti. Bağımlılıktan şiddete kadar sorunların kökeninde bu durumun yattığını vurguladı.
Çocukların doğada vakit geçirmesi gerektiğini ancak çoğunlukla ekran başında zaman harcadıklarını ifade eden Armağan, bu hareketsizliğin enerjinin nereye akacağı konusunda kararsızlığa yol açtığını söyledi.
Teknolojik bağımlılığın sosyalleşmeyi olumsuz etkilediğini belirten Armağan, çocukların oyun kurma ve arkadaşlarıyla iletişim kurma yeteneklerinin azaldığını ifade etti. Ailelerin de ekran başında zaman geçirerek sohbet etme alışkanlıklarını kaybettiklerini, bunun da çocukların dil gelişimini etkilediğini vurguladı. Nesiller arası aktarımın önemine dikkat çeken Armağan, çocukların ve yetişkinlerin deneyimlerini paylaşması gerektiğini dile getirdi.
Dr. Selçuk Aydın, dijital platformlardaki içeriklerin topluma kötü örnek teşkil ettiğini belirterek, sosyal medya dahil kontrolsüz platformların güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için düzenlemelerin şart olduğunu ifade etti.
Sosyolog Nursen Tekgöz ise Türkiye'de hızlı kentleşmenin sosyal sorunları derinleştirdiğini, bu durumun dijital içeriklerin etkilerini artırdığını belirtti. Medyada sürekli maruz kalınan şiddet haberlerinin güven duygusunu zedelediğini vurguladı. Sosyal medyanın sokağa dönüşmesi, toplumun sosyalleşme biçimini de değiştirdi.