Fatih'teki Sepetçiler Kasrı'nda gerçekleştirilen etkinlikte, KADEM'in yürüttüğü araştırmanın sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Programda konuşan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, 25 Kasım’ın, dünyada kadınların özel ve kamusal alanda farklı şekillerde şiddete maruz kaldığını hatırlatmak için önemli bir gün olduğunu vurguladı.

Gümrükçüoğlu, özellikle Gazze'deki kadınların yaşadığı şiddet ve savaş koşullarına dikkat çekerek, "Hayatta kalanlar açlıkla, susuzlukla ve hastalıklarla mücadele ediyor.

Gazze halkı, şiddetin tüm türlerini yaşıyor. Duamız bu savaşın sona ermesi ve kalıcı bir barışın tesis edilmesidir," dedi.

KADEM'in 11 yıldır kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirten Gümrükçüoğlu, şiddetle mücadelede en önemli adımın, şiddet ortaya çıkmadan önce bunun engellenmesi olduğuna dikkat çekti.

"Kadınları korumak ve şiddet anında destek sağlamak için çeşitli çalışmalar yapıyoruz," diyen Gümrükçüoğlu, okullardan ailelere kadar geniş bir yelpazede farkındalık artırıcı programlar yürüttüklerini ifade etti.

Yerli Dizilerde Kadına Yönelik Şiddet: Araştırma Sonuçları

Programda, KADEM tarafından yapılan "Yerli Dizilerde Kadına Yönelik Şiddet" araştırmasının sonuçları paylaşıldı. Geçen yıl televizyon ve dijital mecralarda yayımlanan 14 yerli diziyi incelediklerini belirten Gümrükçüoğlu, araştırmada dizilerdeki şiddet türlerini, izleyicilerin farkındalık düzeylerini ve şiddet sahnelerinin etkilerini ölçtüklerini açıkladı.

Araştırma sonuçlarına göre, 14 dizide toplam 327 bölüm izlendi ve bu bölümlerde 3 bin 113 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi. En sık karşılaşılan şiddet türleri arasında %51 ile psikolojik şiddet ilk sırada yer aldı. Sözlü şiddet %24, karmaşık şiddet %11 ve fiziksel şiddet %8 oranında tespit edildi.

Fiziksel şiddetin daha düşük olmasının, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) düzenlemelerinin bir etkisi olabileceği değerlendirildi.

Gümrükçüoğlu, bir diğer dikkat çekici bulgunun ise dizilerde kadına yönelik şiddet sebebiyle resmi yardım başvurusu veya kurumlara yönlendirme sahnelerinin yalnızca 4 bölümde yer alması olduğunu belirtti. "Dizilerde kadın, şiddet mağduru olarak resmedilmekte ancak aynı zamanda şiddeti yeniden üreten figürler olarak gösterilmekte. Bu, adalet sistemine olan güveni de zedeliyor," dedi.

"Şiddete Seyirci Kalma" Kampanyası Başladı

KADEM'in bu yılki kampanyasının sloganı "Şiddete Seyirci Kalma" oldu. Gümrükçüoğlu, kampanyanın amacının, televizyon dizileri ve dijital mecralardaki şiddet sahnelerinin toplumsal etkilerine dikkat çekmek ve izleyicilerin bu tür sahneler karşısında duyarlı olmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Ayrıca, dizilerin kadına yönelik şiddeti yayma noktasındaki sorumluluklarının tüm toplum tarafından paylaşılması gerektiğini ifade etti. "Dizi yapımcıları, senaristler, kanallar ve reklam verenler, kadına yönelik şiddet konusunda sorumluluk taşımalı," diye ekledi.

KADEM Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da yaptığı açıklamada, her 25 Kasım'da yürütülen kampanyaların her yıl farklı bir boyutu ele aldığını belirtti. Bu yıl medyada kadına yönelik şiddet algısını inceleyen bir araştırma yaptıklarını belirten Bayraktar, "Yerli dizilerde şiddet sahnelerinin hala yoğun bir şekilde yer aldığını görmek üzücü. Ancak bazı diziler, örneğin TRT'nin 'Gönül Dağı' dizisi, şiddet sahnelerine yer vermeden de başarılı olabilir. Bu, doğru kurgularla ve güçlü aile örnekleriyle izleyiciye ulaşmanın mümkün olduğunu gösteriyor," dedi.

Bayraktar, şiddet sahnelerinin izleyicilere olumsuz etkilerinin farkında olarak, şiddetin toplumsal algısını değiştirmek adına medya sektöründeki tüm paydaşların daha sorumlu bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurguladı.

KADEM'in başlattığı "Şiddete Seyirci Kalma" kampanyası, medyada kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda toplumsal farkındalık oluşturmayı hedefliyor.

Kampanya, kadınların ve ailelerin şiddetten korunmasında tüm toplumun ortak sorumluluğunun altını çiziyor.

Kaynak: Anadolu Ajansı