Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen anma törenine Çerkezköy Kaymakamı Nazmi Günlü, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Erdin Kaya, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcı Burak Yılmaz, İlçe Jandarma Komutanı Serkan Engin, İlçe Emniyet Müdürü Cengiz Vatanel, kamu kurum amirleri, siyasiler, STK temsilcileri, askeri erkan, muhtarlar ve öğrenciler katıldı.
ANITA ÇELENKLER SUNULDU
Çerkezköy Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı ve Çerkezköy Belediye Başkanlığı çelenklerinin Atatürk Anıtı’na sunulmasının ardından saat 09.05’İ gösterdiğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Bu sırada ilçede hayat durdu.
Anma töreni, Atatürk Kültür Merkezi’nde devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program Tank Üsteğmen Ersel Oğuz’un günün anlam ve önemini anlatan konuşması ile devam etti.
“1881 ATATÜRK'ÜN DOĞUM TARİHİDİR. 1938 İSE ASLA ÖLÜM TARİHİ OLAMAZ”
Oğuz, “Dünya devletlerinin, çağın en büyük devlet adamı, kudretli bir komutan asker olarak kabul ettiği eşsiz lider, asil Türk milletinin yüce atası, ordumuzun ebedi başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılarak ebediyete intikal edişinin 85'inci yıl dönümünde kendisini büyük bir ve özlem, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Bugün, bütün Türkiye, bütün yüce Türk milleti bir sükut içinde o'nu sevgi ve saygıyla anmaktadır. Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları eserlerle, insanlığa yapmış oldukları hizmetlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler. İşte bu insanlardan biride ölüme meydan okuyan, öldükten sonra da yaşayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Dünya tarihi, çağlar boyunca üstün nitelikli askerlerin ve yüksek nitelikli devlet adamlarının hayatlarını dile getirir. Fakat askerlik ve devlet adamlığı nitelik ve yeteneğini, bir bütün olarak kendi kişiliğinde toplamış bulunan, pek az örnek insanın varlığından söz eder. Atatürk, milli mücadelede; milli birliği temin eden eşsiz bir lider, muharebe meydanlarında efsanevi bir komutan, devlet kuran büyük siyaset adamı, milletin çehresini değiştiren kudretli bir inkılapçıdır. Bu vasıflarıyla, insanlık tarihinin tanıdığı en büyük devlet adamlarından biri olduğuna şüphe yoktur. Conkbayırı'nda askerlerine "Size ben taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelecektir." emrini vermesi ve emrinin tereddütsüz yerine getirilmesi, Atatürk'ün komutanlık ve askerlik vasıflarının bir göstergesidir. Atatürk, milletin tarihi seyrini değiştirebilecek üstün meziyetleri sayesinde, Dünya tarihinde, her türlü imkansızlığa rağmen inandığı fikri tatbik sahasına dökmüş "Ya İstiklal, Ya Ölüm" parolası ile bir milli mücadele kazanmış, arkasından yepyeni hüviyette çağdaş bir millet ve devlet yaratmayı başarmış devlet adamı azdır. İçinde bulunduğu şartları değerlendirmede, engelleri ortadan kaldırmada gösterdiği büyük başarı Atatürk'ün ayrı bir özelliğini teşkil etmektedir diyebiliriz ki Atatürk Türk toplumunda sadece çağdaşlaşma gereğini gördüğü için değil, bu çağdaşlaşmayı kısa zamanda gerçekleştirecek yolu gösterdiği için nihayet çağdaşlaşmaya engel olan etkenleri cesaretle bertaraf ettiği için ve büyüktür. Esasen modern Türkiye'nin kurucusu sıfatını da işte bu büyüklüğünden almaktadır. Hizmete özel büyük nutkun sonlarında, Türk gençliğine hitaben çizdiği tablo, aslında, kendisi mücadeleye atıldığı zaman, memleketin içinde bulunduğu tablodur. Atatürk, en güç şartlar altında bile, her şeyin bitti zannedildiği bir zamanda dahi, Türk milletine güven hissinin kaybolmaması gerektiği gerçeğini ispatlamış bir milli kahramandır. Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek vasıflarına güvenmiş, kazanılan her türlü zaferin, milletin eseri olduğunu söylemiştir bütün teşebbüslerinde millet sevgisine dayanmış, kudretli kişiliği görüşleri ölmez eseriyle, tesirleri memleket sınırlarını ve gerçeği sezişe dayanan ikna kuvvetiyle kitleleri sürüklemiş, milli kurtuluşa bayrak olan fikirleri ve aşmış, mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinde manevi kuvvet olmuştur. Atatürk'ün insanlık değerlerine içten ve büyük saygısı vardır. O, bütün insanlığın asırlar boyu övdüğü ve övündüğü meziyetleri üstün kişiliğinde toplamıştır. Hayatı boyunca gösterdiği davranışlar bu meziyetleri sergilemektedir. Şöyle ki: muzaffer başkomutan olarak İzmir'e girdiği gün, önüne serilen düşman bayrağını; "Bayrak bir milletin bağımsızlık alametidir; düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir" diyerek onu yerden kaldırtan, bir milleti hürriyet ve bağımsızlığa kavuşturan büyük eserinin haşmeti karşısında memleketin büyük büyük saņatkarları, şairleri, tiyatro sanatçıları elini öpmek istedikleri zaman ‘Sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür’ cevabını veren, Çanakkale şehitleri töreninde, harpte ölen diğer millet askerleri için ‘Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzurda için de uyuyunuz" diyen büyük Atatürk gerçekten insan sevgisinin ve insanlık idealinin kolay erişilemeyecek bir örneğidir. Bu davranışlar, belki de insanlık tarihinde eşi olmayan bir şekilde onun büyüklüğünü, onun engin hoşgörüsünü simgelemektedir. "Yurtta Barış, Dünya’da Barış" ilkesi, Atatürk için dünyamızda yaşayan bütün insanları birbirine daha çok yaklaştırmak, daha çok sevdirmek yolundaki çabaların bir parçasıdır. 1881 Atatürk'ün doğum tarihidir. 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz. Bu tarih ancak bir fani vücudun dünyayı terk ettiği; gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. Bu iki tarih arasındaki hayati ise sanki bir destandır, bir efsanedir bir ömür ki, senelerin değil şahikaların silsilesidir. İlke ve devrimleri zaman ufkunun ötesine ulaşan değerli düşünceleri ile her an yolumuzu aydınlatan, tüm zorluklar karşısında bizlere mücadele etme, kendine güvenme, başarma azim ve gücü veren ebedi başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleri ve bıraktıkları ile daima bizimle birlikte olacağına yürekten inanıyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları olarak yüreğimizde taşıdığımız vatan ve millet sevgisi, barış ve güvenliğin teminatı, caydırıcı gücümüz ve üstün disiplin anlayışımızla görevimizin başında ve asil milletimizin hizmetindeyiz. Eşsiz kahraman, Büyük Önder Atatürk'e olan sevgimiz, saygımız ve minnetimiz her geçen gün artarak sonsuza kadar sürecektir. Kurduğu cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız. Onun aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz şad olsun.” İfadelerini kullandı.
DERECEYE GİRENLERE ÖDÜLLERİ VERİLDİ
Üsteğmen Oğuz’un konuşmasının ardından 10 Kasım Atatürk’ü anma konulu ilçe çapında düzenlenen resim, şiir, kompozisyon dalında yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Resim dalında birinci olan Kızılpınar İlkokulu öğrencilerinden Esila Tanem Taşçıoğlu ve kompozisyon dalında birinci olan Hacı Fahri Zümbül Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinden Aslı Gül ilde de birinci oldukları için ödüllerini aldılar. Şiir dalında birinci olan 75. Yıl Ortaokulu öğrencilerinden Zeynep Sarıgül’e ödülünü Çerkezköy Kaymakamı Nazmi Günlü tarafından verildi.
Resim dalında ikinci olan Zeki Algur İlkokulu öğrencisi Talha Belgin, şiir dalında ikinci olan Veliköy Belediyesi Ortaokulu öğrencisi Dilek Baykuş ve kompozisyon yarışmasında ikinci olan Çerkezköy Anadolu Lisesi Anadolu Lisesi öğrencisi Elasu Gürhan ödülleri İlçe Garnizon Komutanı Tuğgeneral Erdin Kaya tarafından verildi. Resim dalında üçüncü olan Recep Arif Gabralı İlkokulu öğrencisi Kerem Kaymak, şiir dalında üçüncü olan Metin Seçkin Ortaokulu öğrencisi Neva Çalışkan ve kompozisyon yarışmasında üçüncü olan Pakize Narin Anadolu Lisesi öğrencisi Rana Biberci’ye ödülleri Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay tarafından verildi. Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Anadolu Lisesi’nin hazırladığı “10 Kasım Atatürk’ü Anma” konulu oratoryo gösterisi sunuldu.