Berber, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Evet koskoca 44 kara yıl. Peygamber ocağının burcu haline gelen Milliyetçi-Ülkücü Hareket, 12 Eylül 1980’de dış teşviklerle her türlü karanlık müdahale ve muamelelere maruz bırakılmıştır. Ülkücüler, kirli ve alçak kumpas kampanyalarına kurban edilmek istenmiş; ABD menşeli Türk düşmanları Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in Yusuf yüzlü mensuplarını zalimliklerin hüküm sürdüğü bir döneme teslim etmek istemiştir. İçerisine dış mihraklar tarafından sirayet ettirilen ve icazet altına alınan köhne bir kadro Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in onurlu ve şerefli imajını imha etmeye kalkışmıştır. Türk Milliyetçilerine yağlı urganlar, idamlar ve işkenceler reva görülmüştür. Cennet mekan ağabeylerimiz, dava arkadaşlarımız bu zulümlerle şehadet şerbetini içmiştir. Canlarını feda eden Ali Bülent Orkan, Selçuk Duracık, Halil Esendağ, Cevdet Karakaş, Mustafa Pehlivanoğlu, İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Cengiz Baktemur ve Ahmet Kerse kahramansı duruşlarıyla asırlar sürecek bir destan yazmıştır. 12 Eylül rezaletin başnoktası, zulmün odak noktasıdır. 12 Eylül Türkiye’nin istiklal ve istikbalinin; istibdat mahkumiyetine karşı mücadelesidir. Milliyetçi-Ülkücü Hareket üzerinden Türkiye’yi yıkma emelleri, davaya adanmış binlerce erin azmi ve kararlığıyla yerle bir edilmiştir. 12 Eylül 1980’de ülkücüler, tarihin tozlu sayfalarına bırakılmak istenirken tarihin akış istikameti yön değiştirip mukaddes bir diriliş ruhuna dönüşmüştür. Nitekim Ruhi Kılıçkıran’dan Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na kadar tüm ülkücü şehitlerimiz davamızın meşalesi, inancımızın sirayet noktasıdır. Duruş ve kararlıklarıyla taşıdıkları sancak bizlerin de gurur nişanesi olmuştur. ‘Unutmak tükenmektir’ şiarıyla bugüne kadar ebediyete irtihal etmiş ülkü erlerimizi hafızamızın ve yüreğimizin derinliklerinde saklayarak attığımız adımda, yürüdüğümüz yolda hatıralarını yaşayıp yaşatacağız. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifadeleriyle “Milleti sevmenin bedelini darağaçlarında ödeyeceklerini bir an bile akıllarına getirmemiş olan binlerce ülkü eri, ülkü şehidi unutulmaz, unutulamaz.” Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş olmak üzere; 12 Eylül öncesinde verdikleri destansı mücadelede şehadet şerbeti içen ve 12 Eylül’ün idama reva gördüğü her biri ışığımız olan 9 ülkücü şehidimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun.”